SonTahlil

Tasarım politiktir.

30 Ocak 2010 Cumartesi

Yurttan Tasarım Meseleleri (12)

[Kollektif hafızanın tazelenmesi süreçleri kapsamında müze tartışmaları sürmekte... Bu haberde tasarım adına ayrıca ilginç olan, cezaevindekilerin o koşullarda tasarlayıp ürettiği zeytin çekirdeklerinden yapılan tespihler, sabundan yapılmış satranç takımları gibi ürün örneklerinden bahsedilmesi...]

Ulusal basında karşılaştığım günlük haberlerden, üzerine tasarımın da söyleyecek bir sözü olabileceğine inandıklarımı "Yurttan Tasarım Meseleleri" başlığı altında bu blog'a taşıyorum.

Birgün Gazetesi'nin 27 Ocak 2010 tarihli, 13:17 saatli haberinden alıntıdır. [Kaynak: http://birgun.net/actuel_index.php?news_code=1264591028&year=2010&month=01&day=27]


‘12 EYLÜL UTANÇ MÜZESİ’ KURULACAK

Devrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eylül’de cezaevlerinde yaşananları unutturmamak için müze oluşturuyor. Federasyon bu kapsamda Kültür ve Adalet Bakanlıklarına önümüzdeki günlerde bir 12 Eylül cezaevinin tehsis edilmesi için yazılı başvuru yapacak. Federasyon Başkanı Nejat Kangal, elinde o döneme ilişkin materyal bulunan 78’lilere müzeye katkıda bulunmaları için çağrıda bulundu.
İnsanlık suçlarında ‘zaman aşımı’ olmadığını unutmadan, darbecileri teşhir etmek ve suçlarını bir kez daha kanıtlamak için başlatılan müze çalışmasında; o döneme ilişkin ne varsa, bir tutuklu mektubundan, kanlı bir iç çamaşırına, 30 yıl saklanmış bir ‘yasak yayından’, dönemi anlatan fotoğraflara, zulada kalmış bir cezaevi anısından, cezaevlerinde bestelenmiş türkülerden-marşlara kadar bulunabilecek bütün materyaller toplanacak.
Federasyon Başkanı Kangal, herkesi 12 Eylül darbesini bir müzede belleklere silinmemek üzere kazımaya çağırdı. Bu projelerinin 9-10 yıllık 78’liler çalışması sonucunda geliştiğini belirten Kangal, ellerinde binlerce fotoğrafın yanı sıra, çok sayıda dava dosyasının, mektupların, idam edilenlerin karakalem fotoğraflarının, ‘görülmüştür’ damgalı ‘illegal’ ve legal yayınlar ile kitapların bulunduğunu söyledi. Çeşitli yerlerden 12 Eylül’ü yaşamış insanların kendilerine ulaşarak, ellerinde o döneme ait malzemelerin bulunduğunu söylediğini belirten Kangal, şunları aktardı:
ZEYTİN ÇEKİRDEĞİNDEN TESPİH
“Örneğin, cezaevinde zeytin çekirdeklerinden yapılan güzel tespihler, sabundan yapılmış satranç takımları var. Dışarıdaki çocuklarına yeğenlerine dergiler yapıp göndermişler kendi elleriyle yazarak, çizerek. Bir örgütün merkez yayın organı cezaevine ‘görülmüştür’ damgasıyla girmiş. Yani sistem bir yandan insanları silindir gibi ezmeye çalışıyor ama olağanüstü kötü bir organizasyona da sahip. Müze için o dönemde kullanılmış olan işkence aletlerinin orijinal boyutlarıyla maketleri yapıldı. Göz bağları, tek tip elbiseler.”
12 Eylül’de cezaevi dışında da darbenin etkilerinin olduğuna dikkat çeken Kangal, müzede, o döneme ait, sendikalar, siyaset, sağlık gibi araştırma konularının da yer alacağını söyledi. Kangal, “Kısacası, tekrar bunlar yaşanmasın diye yapılması gereken her şeyi sergilemek, insanların hafızasında yok olmamasını, bilince çıkarılmasını sağlamak istiyoruz” dedi.
MÜZE BU YIL AÇILACAK
Avrupa’nın birçok ülkesinde cezaevi, kamp ve soykırım müzelerinin bulunduğunu ifade eden Kangal, müze için 12 Eylül cezaevlerini istediklerini belirterek, bu nedenle Kültür ve Adalet Bakanlıkları’na önümüzdeki bir iki gün içerisinde yazılı başvuru yapacaklarını belirtti. Kangal, “Oraları boşaltmak için değil, zaten içinden çıkan biziz, oraları müze yapmak için istiyoruz. Bunlar gerçekleşmezse yani bize cezaevlerini vermezlerse biz de bu müzeyi gezici olarak açacağız. Ve 2010 12 Eylülü’nde mutlaka açılacak” diye konuştu.
Müze çalışmalarının süreklilik arz edeceğini de dile getiren Kangal, işlerinin arkeolojik kazılardan daha zor olduğunu ifade ederek, “Onların üzerine toprak örtülü, bizdekinin üzerinde ise hayat örtülü. Yani yok edildi, imha oldu. Çok zorlanacağımızı biliyoruz. Ama bulacağımız her şeyin çok kıymetli olduğunu da biliyoruz” dedi.
GÜLSEN CARDEMİR İZMİR

Etiketler: , , , , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa