SonTahlil

Tasarım politiktir.

17 Şubat 2009 Salı

Merhaba, ben "Budala Fabrikası"ndanım

Stokholm'de günlük hayat genelde oldukça sakin--kamusal alanda gerginlik hissettiğim ya da güvenliğimden şüphe duyduğum anların yok denecek kadar az olduğunu itiraf etmeliyim. Ne var ki, yakınlarda, şehrin ana tren garının kapısından içeri adımlarımı atarken üzerime bir huzursuzluk çöktü. Garda şu sıralar aldığım bir ders kapsamında yapacağımız bir proje için saha araştırması yapmak amacıyla bulunmaktaydım. Amacım fotoğraf çekmek, insanlara bir kaç soru sormak, ve kimbilir, kendimde yeterli motivasyonu bulabilirsem belki de biraz "Durumcu gözetleme" yapmaktı. Şehrin böylesine önemli bir noktasında, "şüpheli eylemler"de bulunan ve T.C. pasaportu taşıyan biri olarak--9/11'in getirdiği koşullar da göz önünde bulundurulursa--diken üstünde olmam size normal gelebilir. Ancak ne garip ki, beni huzursuz eden, pasaportumdan ziyade, hangi okulda okuduğumu açığa vuran öğrenci kimliğimdi. Açıklayayım.


Yaklaşık üç hafta önce, bizim okulda (Konstfack) okumakta olan güzel sanatlar öğrencisi 35 yaşındaki Anna Odell, son projesinin hazırlık çalışmaları kapsamında, Stokholm'deki bir köprüden atlama rolü yaparak sözde intihar girişiminde bulundu. Çevredekilerin çabaları sayesinde bir ambulansa bindirilerek hastaneye kaldırıldı. Bu süreçte--en azından basından öğrendiğimize göre--bağırma, tükürme ve fiziksel şiddeti de içeren davranışlarla kendisine yardım etmeye çalışanlara sertçe direndi. Sonunda sakinleştirici iğnelerle kontrol altına alınan Odell, o geceyi müşahede altında geçirdi. Ancak uyandığında hikayenin iç yüzünü doktorlara anlatan Odell hastaneden çıkarak günlük yaşamına geri döndü.

Tüm bu olaylar dizisi sonucunda İsveç'te büyük bir tartışma başladı. Belli ki, İsveçliler, verdikleri vergiyle finanse edilen bir eğitim kurumunda nasıl olup da böyle bir projenin onaylandığını anlamakta güçlük çekiyorlar. "Neden güzel güzel resimler heykeller yapmakla yetinemezler ki?" tadındaki isyanlardan tutun da, "bizim hastaneye tekrar gelsin ve ona bir Haloperidol iğnesi yapayım da ne kadar eğleneceğini görelim. Bundan daha güzel enstalasyon mu olur?" diyen doktorlara kadar, Odell'i çok farklı seviyelerde eleştirenler oldu. Olayın üzerinden birkaç hafta geçmesiyle, Konstfack tam rahat bir nefes almak üzereydi ki, ikinci bir hadiseyle okul tekrardan eleştiri oklarının hedefi haline geldi.

Geçen hafta, İsveç'in Kültür Bakanı Lena Elisabeth Adelsohn Liljeroth Stokholm'de bir sergiyi ziyaret ederken hiç de hoşuna gitmeyen bir sanat işiyle karşılaştı. İş bir performans videosuydu ve videoda görülen, "NUG" takma adlı sanatçı, metroda trenlerin camlarını kırıyor, duvarlara graffiti yapıyordu. İyice sinirleri oynayan kültür bakanı, galeri sahibine bu işte kimin parmağı olduğunu sordu. Aldığı cevap ise--ne tesadüftür ki--"Konstfack'ta okuyan bir güzel sanatlar öğrencisi" oldu.

Şimdi ise, Stokholm'de toplu taşımacılık hizmeti veren SL şirketi, tüm maddi ve manevi zararlar için Konstfack'tan 100000 İsveç Kronu (yaklaşık 10000 euro) değerinde bir tazminatın tarafına ödenmesini istiyor; Konstfack rektörü Dr. Ivar Björkman, ana televizyon kanallarına çıkarak meraklı sorulara cevap veriyor; ve basın okulda cirit atıyor. Ülkenin
Dagens Nyheter adlı önemli bir gazetesinin websitesinde, habere yapılan okuyucu yorumlarından biri Konstfack'ı "Budala Fabrikası" olarak nitelendiriyor.

Aslında okul binasının eski bir telefon fabrikası olduğunu düşünürsek, benzetmenin en azından ikinci yarısı çok da alakasız olmayabilir; ne dersiniz? İlk yarısını doğrulamak ise sanırım biz öğrencilere düşüyor!

Etiketler: , , , , , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa