SonTahlil

Tasarım politiktir.

29 Eylül 2008 Pazartesi

Yeşil Belirli Günler ve Haftalar

Dünyanın çeşitli yerlerinde 21 Eylül Pazar 'Arabasız Gün'dü. Örneğin Brüksel şehir merkezinde 160 kilometrekarelik bir alan 9-19 saatleri arası motorlu taşıt trafiğine kapatıldı ve başkentliler doyasıya bisiklete binmenin tadını çıkardılar. Macaristan'da ise araba ruhsatını gösterenlere trenlere ücretsiz binme izni verildi.

Sürdürülebilirlik üzerine devam etmekte olan küresel tartışma ülkemizde de gittikçe ana gündem maddesi haline gelirken, farkındalık yaratma hedefiyle yola çıkan bir çok inisiyatife tanık oluyoruz. 'Arabasız Gün' (World Carfree Day) haricinde 'Alışveriş Yapmama Günü' (Buy Nothing Day) ve 'Dünya Saati' (Earth Hour) ve kimbilir başka daha neler var? (Bildiklerinizi Yorumlar kısmına eklemekten çekinmeyin)

Ne var ki, söz konusu belirli gün ve haftaların gerçek ve kalıcı değişimler yapma yolunda ne kadar başarılı olduğu üzerine düşünmeye değer bir soru. Böylesi aktiviteler gerçekten uzun vadede alışkanlık değişimlerine yol açabilir mi? Yoksa sadece bugünün modasına uymak ve küresel yeşil trendlerin gerisinde kalmamak için katılınılan toplu gösteriler olarak mı tarihte yerlerini alacaklar? Benzer meselelere Stockholm Interactive Institute bünyesinde yürütülen 'Energy Futures' adlı bir aylık bir araştırma projesinde de değinilmiş. Bu projenin çıktısında olası bir kaç senaryoya yer verilmiş ve sürdürülebilirliğin/yeşil olmanın dinselleştirildiği bir gelecek öngörülmüş. Aslında bu projenin öngörüleriyle yukarıda bahsettiğimiz günümüzdeki gelişmelerin arasındaki bağlantıyı görmek çok da zor değil.

Söz konusu senaryolara bir kaç örnek vermek gerekirse; gelecekte belirli bir günde "farkındalığı yüksek" vatandaşların elektronik cihazları maskeleme bandıyla tamamen kapladıkları ayinsel bir küresel aktivite düşünülmüş. Bir diğer senaryoda ise yine belirlenen bir günde ve saatte "ekolojik hassasiyeti yüksek" insanların gökyüzüne kırmızı dumanlar salacağı bir törene yer verilmiş.

Tüm bu fikirler fazla kurgusal gözüküyor olabilir ancak yazının başında bahsettiğimiz gelişmeler göz önünde bulundurulursa, böylesi bir gelecek sandığımızdan da yakın olabilir. Aslında karşı karşıya olduğumuz bir riskten söz edebiliriz: Böylesine büyük öneme sahip meselelerin ayinselleştirilerek içlerinin boşaltılması. Mevcut riski bertaraf etmek ise, insanların davranışları ya da hisleri yerine uzun vadedeki alışkanlıklarını kökten değiştirebilme gücüne sahip olan ve olumlu bir gelecek düşleyen tasarımcılar olarak bizlere düşüyor.

Etiketler: , , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa